Hiç Çadır Kampı Deneyimlediniz mi?

Çocuklarımızın okulunun tüm okullarda olduğu gibi bazı geleneksel etkinlikleri var. Bunun biri okulun ilk ve son günü beyaz giymek. Bir diğeri de her yıl yapılan Aile Doğa Kampı. İlk seferinde Bolu Sinekli Yaylasına gidildi 200 çadır kurulmuştu. Pek çok kişi ekipmanının yetersizliğinden dolayı çok üşümüştü ve onca kalabalıkta ormanda tuvalet işi biraz sorun olmuştu (Bu kamptan sonra epey fire verilmiş olmasına rağmen yeni gelenler ile kamp etkinliği her zaman yeterli çoğunlukla devam etti.) Daha sonra biraz daha medeniyete yakın yerlerde ve doğa okullarında kamp yapmaya başladık. Bu sene Eylül ayında yaptığımız son kampta Kilyos Doğada Yaşam Okulu’ ndaydık. Bu orada yaptığımız üçüncü kamp. Orman içinde, çadırlarda, çocuklar için tırmanacak kayalıklar, plaj, üşümeyip denize girebilenler için güzel bir deniz, kapalı bir koy, binbir çeşit bitki, istenirse yemek, içecek, kamp malzemesi satış yeri var. Çadır da kiralanabiliyor. Örneğin bir açılış yapalım, bu işi yapabiliyor muyuz diye deneyimleyelim derseniz hemen çadır almak zorunda değilsiniz. Çadırı bu tip yerlerden kiralayabilirsiniz. 6 senedir edindiğimiz tecrübeye göre kamp işinde en önemli konu ekipmanın doğru seçilmesi. Eylül ayından sonra yapacağınız bir kampa yazlık uyku tulumu ile asla gitmemek gerektiği, yazın ise tabii ki -40 a dayanıklı bir kaz tüyü uyku tulumu ile kamp yapmamak gerektiğini gözlemledik. Bunun dışında yeme içme konusu tamamen aile yapınıza kalmış. ‘Hazır ve pratik’ ya da ‘evden ve pratik’ çözümlerle yeme-içme işi halledilebilir. Şişme yatak bile olsa soğuğu kesmek için mutlaka mat öneriliyor. Mevsime göre uyku tulumunun içine uygun kıyafetle girilmesi gerekiyor. Terledikçe soyunmak, üşüdükçe giyinmek gerekebiliyor. Sadece gece değil gündüz içinde katlı giyinmek en doğrusu. Deniz kampı değilse ve yürüyüş, tırmanma gibi faaliyetler düşünülüyorsa uzun paça ve spor ayakkabı giymekte fayda var. Mutlaka yedek kıyafet alın.Tuvalet konusunda da ormanda ve az kişi ile iseniz doğada işinizi halletseniz bile tuvaleti olan bir yer aile ile yapılan bir kampta daha uygun olabilir. Genellikle tuvaletler iptidai oluyor. Eşyalarınızı gece ortada bırakırsanız sabah erken saatte oluşan çiğden dolayı her şey sırılsıklam oluyor. Olabildiği kadar eşyalarınızı arabanıza veya çadırınızın eteklerinin altına koymanız bu ıslaklığı önlüyor.

Az eşya ile küçük bir alanda yaşamayı deneyimlemek için, doğa ile başbaşa olmak için, yürüyüş yapmak ve tohum, yaprak, bitki, ağaç incelemek için, ateş başında üşüyerek alevleri seyretmek için, evinizi deli gibi özlemek için belki bir gün yapmak istersiniz diye bu deneyimimizi de paylaşmak istedim. İkiniz de altından kalkamayacak gibi iseniz hiç kamp işine girmeyin ama ebeveynlerden biri yemek, çadır, kamp kültürü konularında becerikli ise bu iş öyle ya da böyle oluyor.

İlk kampta gördük ki kontrolsüz ateş yakmak çok tehlikeli. Çocuklar mutlaka ateş konusunda bilgilendirilmeli ve uyarılmalı, asla başıboş bırakılmamalı. Doğada Yaşam Kampında ateşi görevliler yakıyor, asla başını terk etmeden kontrol altında tutuyor ve makul bir saatte söndüğünden emin oluyorlar.Yaylada yaptığımız kampta orman içlerinde çok miktarda kırık cam, çöp, plastik çöp ve hatta ağaçların arasında ateş yakıldığını gördük. Bir de yayla köyüne çok yakındık ve silah sesleri, köyden yürüyüş yaparken köyü koruyan büyük köpekler vb. detayları da yazmadan geçemem.

Yani kamp işi çok detaylı ve seçenekli bir konu. Ailenize neyin uygun olduğuna karar verip yola çıkmakta ve ilk deneyimden hüsranla dönmemekte yarar var. Okulla gidilen son kampımızda 180 çadır ve yaklaşık 600 kişi vardı. diyebiliriz ki 180 çeşit farklı tarz vardı. Kendi yolunuzu bulun ve bir kez de olsa şansınızı deneyin derim.

Örneğin ben bir kez de karavan kampı denemeye niyetliyim.

Kamp için pek çok malzemeyi ve hatta yönlendirmeyi Decathlon Mağazalarından alabilirsiniz.