Paterson
- Bilge Yakupoğlu
- 24 May 2021
- 1 dakikada okunur

Bu sene annemlerin tavsiyesi ile TRT2 Filmlerini seyretmeye başladık. Çocukları diş fırçalamaya gönderip, yataklarında çarçabuk öpüp zar zor yetişiyor ve çoğunlukla harika filmler izliyoruz. Hele Film Önü ve Film Arkası varsa tadından yenmiyor. (Filmler kadar keyiflisi Alin Taşçıyan ve Mehmet Açarın sohbetleri) Film Arkası varsa onu izleyip, sabah erken kalkmak olmasa izlediğimiz filmi o yorumlardan sonra farklı bir gözle yeniden izlemeyi çok istiyoruz. İzleyemiyoruz ama bir yarım saat veya daha fazla birbirimizle filmi konuşuyoruz. Yav ne güzel vakit geçiriyoruz!
Paterson Filmini seyrettik. Artık nasıl alıştıysam hayatta hep iyilerin başına kötü bir şey geleceğine. Her şey güzel giderken bir felaket olacağına. İlle üzücü bir olay gerçekleşmesi gerektiğine...Filmi bu psikoloji ile tedirginlik içinde seyrettim. İlişkinin güzelliğine inanamadan ve her an bir felaket bekleyerek...Tadını çıkartamadım güzelim filmin. Gece filmi düşünerek yattım, sabah ilişkiyi düşünerek kalktım. Kahvaltı sonrası kızlar online olduğu sırada mutfak keyfimizde filmi arkamızı kendimiz yaparken eşimin film arkasını açması ve o çayların tadına varmamız...Ne bileyim işte.Ben bu filmi kesin bir kez daha ‘sonunda bile kötü bir şey olamayacak’ rahatlığı ile, ilişkinin, huzurun, sevginin tadını çıkararak izlerim. Sanırım bundan sonra Jim Jarmusch filmlerinin müdavimi olurum. Gel şu Paterson’ı bir kez de sen izle.
Commentaires